Giresun'da Alevi var mı ?

fahri

Global Mod
Global Mod
Giresun'da Alevi Var mı?

Giresun, Karadeniz'in saklı köylerinden birisidir; doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri ve derin kültürel dokusuyla tanınır. Ancak bu şehri anlamak, dışarıdan bakıldığında göründüğü kadar basit bir şey değildir. Giresun'un, tıpkı başka pek çok yer gibi, farklı inanç ve kültürleri barındırıp barındırmadığı üzerine yapılan tartışmalar, genellikle karmaşık ve yüzeysel kalır. En başta, Giresun'da Alevi nüfusun var olup olmadığı sorusu bile, şehrin kimliğine dair daha geniş bir soruya işaret eder. O zaman, bu soruyu sadece bir yerel merak olarak ele almak değil, bölgesel kimlik, dini çeşitlilik ve toplumsal yapılar üzerine derinlemesine düşünmek gerekmez mi?

Giresun, Alevi nüfusunun varlığı meselesinde kimi zaman sessiz kalır, kimi zaman ise etnik ve dini kimliklere dair önyargılar devreye girer. Ama Giresun'da Alevi olup olmadığını sorgulamak, daha çok şehrin yüzeyine, bir anlamda görünmeyen ama var olan gerçekliğe dair bir keşfe çıkmak anlamına gelir.

Toplumsal Kimlik ve Aleviliğin Gösterilmeyen Yüzü

Giresun'da Alevi nüfusu üzerine yapılan tartışmalar, çoğunlukla tahminlere dayalıdır. Burada yaşayan halkın büyük çoğunluğu Sünni Müslümandır, ancak Karadeniz'in coğrafi yapısı, tarihsel olarak pek çok farklı inanç ve kültürün etkileşime girdiği bir bölge olmuştur. Giresun'da Alevi topluluğunun varlığına dair somut kanıtlar genellikle sınırlıdır, ancak bu, Aleviliğin var olmadığı anlamına gelmez. Çeşitli köylerde ve mahallelerde, toplumun farklı kesimlerinin farklı inanç sistemlerine sahip olduğu iddiaları mevcuttur. Peki, gerçekten de Giresun'da bu inanç sisteminin izleri yok mu? Ya da var ama toplum, bu kimliği ne kadar dışa vurmak istiyor?

Giresun'da Alevi inancının kökleri belki de dağınık ve görülmeyen bir şekilde varlığını sürdürüyor. Ancak, bu tür bir kimlik meselesi, her zaman toplum içinde ciddi bir tabu ile karşı karşıya kalmıştır. Giresun'daki Alevi nüfusu, tarihsel olarak dışlanmış ve marjinalleştirilmiş bir grup olarak ortaya çıkabilir. Kimliklerini gizli tutmak zorunda kalmış olmaları, hem güvenlik hem de toplumsal uyum adına bir strateji olabilir. Fakat bir soruyla karşı karşıyayız: Gerçekten de Alevilik, bu topraklarda var mı, yoksa var olduğu halde kabul edilmiyor mu?

Kadınlar ve Erkekler: Alevilik ve Toplumsal Cinsiyet

Toplumların dini kimlikleri ve inançları yalnızca bir öğreti ya da bir ibadet biçiminden ibaret değildir; aynı zamanda cinsiyet rollerinin, sosyal statülerin ve gücün temellendirildiği bir yapıdır. Giresun örneğinde, bu farklı bakış açılarını irdelemek, meseleye daha geniş bir perspektiften bakmamıza olanak tanır. Aleviliği Giresun'da inşa eden toplumsal yapıyı anlamak, kadın ve erkeklerin bu yapıdaki farklı rollerini de kavramaktan geçer. Erkeklerin problem çözme ve stratejik düşünme yeteneği, onları daha çok belirleyici kararlar almayı sağlayan toplumsal figürler yapabilir. Bu noktada, Aleviliğin toplumsal ve dini yapısında erkeklerin rolü önemli olabilir; ancak bu rol, her zaman toplumun genel yapısına uygun bir şekilde evrilmemiştir.

Kadınlar ise genellikle daha empatik ve insan odaklı bir bakış açısına sahip oldukları için, Alevilik gibi toplumsal açıdan marjinalleşmiş inançlara dair daha derin ve insancıl bir anlayış geliştirebilirler. Giresun’da Alevi olmanın getirdiği zorluklarla başa çıkabilen kadınlar, inançlarına sadık kalabilme ve toplumsal kimliklerini koruyabilme konusunda daha esnek ve güçlü bir tutum sergileyebilirler. Kadınların toplumsal cinsiyet rollerinin, inançlarını yaşama şekillerini etkileyip etkilemediği, Giresun’daki Alevi topluluğunun içinde de farklı görüşlerle ele alınabilecek bir konu olmalıdır.

Toplumsal Tabular ve Kimlik Konusunda Taktikler: Dışlanmanın Altyapısı

Giresun'da Aleviliği tartışmak, sadece dini bir konuyu gündeme getirmek değildir; aynı zamanda toplumun dışlanmış kimliklere karşı tutumunu da sorgulamaktır. Giresun, Aleviliğin varlığını tartışmak, yalnızca Aleviliği değil, aynı zamanda Giresun'un toplumsal yapısının ne kadar kapalı olduğunu ve kimlikleri dışlayan, kimlikleri yok sayan yapısal bir zihniyetin hâkim olduğunu da ortaya koyar. Bunu tartışırken, hem erkeklerin stratejik bakış açısını hem de kadınların insan odaklı yaklaşımını göz önünde bulundurmak gerekir.

Aleviliğin, Karadeniz'in bu köylerinde hala “yabancı” olarak görüldüğü bir gerçek. Peki, bu “yabancı”lık, sadece farklı bir dini inancı mı ifade eder? Yoksa Giresun'da var olan sosyal ve kültürel yapılarla da bir çelişki mi yaratır? Aleviliğin bu şekilde marjinalleşmesi, daha derin bir toplum eleştirisini gerektirebilir. Bu durumu ele almak, Giresun'un sadece Alevi kimliğine değil, aynı zamanda genel olarak kimlikleri nasıl dışladığına da dair bir eleştiri getirmelidir.

Provokatif Sorular: Giresun'da Alevi Kimliği ve Toplumun Kabulü
1. Giresun'da Alevi nüfus var mı, yoksa bu inanç daha çok gizli mi tutuluyor? Toplum, Aleviliği kabul etmek yerine reddediyor mu?
2. Alevi kimliği, Giresun'un sosyal yapısında bir tehdit olarak mı görülüyor, yoksa bu kimlik bir çeşit toplumsal direncin simgesi mi?
3. Alevi kadınların toplumsal rollerinin, Giresun'daki geleneksel kadın figürleriyle ne gibi benzerlikleri ve farkları vardır?
4. Alevi kimliğini açıkça taşıyan biri Giresun'da gerçekten güvende midir, yoksa toplumsal baskılar ve önyargılar nedeniyle bu kimlik gizlenmeye mi çalışılır?

Bu sorular, Giresun'un toplumsal yapısının, kimlikleri ve inançları dışlayan bir yapıya sahip olduğunu düşündüren önemli noktalar sunmaktadır. Dini inançlar, toplumsal kimlikler ve kadın-erkek rolleri arasındaki dengeyi bulmak, Giresun'daki Alevi meselesine dair daha geniş bir tartışmayı başlatabilir. Giresun'da Alevilik üzerine düşünmek, yalnızca Alevilerin değil, aynı zamanda tüm toplumun kendini nasıl tanımladığına ve bu kimliklere nasıl değer verdiğine dair bir sorgulamadır.